Master Biterken..

Herkese merhabalar.

Tekrar buralara uzun süredir uğrayamadığımı farkettim, birkaç kelam etmek istedim.

Son 3 senedir kapalı kutu gibi çalışırken, arada 1 yaptığımız işlerden kah burada, kah başka mecralarda bahsettim. Bugün biraz daha yüksek lisans biterken edindiğim tecrübelerden bahsetmek istiyorum. Bu benim için aslında bir nevi rahatlama.

Öncelikle ülkede eğitim sisteminde yapılan acayip değişikliklerden bahsetmek lazım. Dikey geçiş sınavlarına bile gerek kalmadan mühendislik tamamlama adı altında ortaya çıkartılan saçma sapan orta okul matematiği seviyesinde bir sınav var.

Merak edenler şuradan bakabilir: https://eksisozluk.com/entry/33411293

Bu sınav nedir ne değildir diyenler için kısaca şu:

Bu sınavda başarılı olan meslek yüksek okulu mezunları 1 senelik bir eğitim ile mühendis olmaya hak kazanabiliyor. Yani siz en az 5 yıl dirsek çürütüp zar zor alabildiğiniz o diplomaya 1 senede sahip olup mühendis imkanına sahip olabilmektedir.

Tahmin edeceğiniz üzere bu da yeterince ve düzgün eğitim almayan, maalesef vasıfsız mühendislerin ortalıklta türemesine sebep olmakta. Eskiden mühendis deyince doktor gibi bir tat bırakırdı insanın ağızda. Saygı duyulan, yetenek isteyen bir meslekti mühendislik. Maalesef içi boşaltılmaya devam etmekte...

Bunları neden anlattım? Çünkü eskiden etrafta mühendisler azdı, şimdi elini atsan mühendise çarpmaya başlayacak. E şimdi ne var bunda diyenleri duyar gibiyim? Ben nasılsa bir iş başvurusunda bu insanlardan farklı olduğumu gösteririm diyorsunuz öyle değil mi? Aslında bunun cevabı hem evet hem hayır. Evet, eğer özel sektörde çalışmak istiyorsanız hakkınız var. Hayır, devlette çalışmak istiyorsanız mühendis mühendistir. X üniversitesi veya Y üniversitesine, oralarda neler yaptığınıza bakılmaz. Gene bir sınav ile seçilirsiniz.

Neyse, gelmeye çalıştığım nokta, bürokratik olarak da bu insanlarda ayrılabilmek için kişilerin ilk başvurduğu şey okulların fen/sosyal bilim enstitülerinin yüksek lisan ve diploma programları oluyor. 5 sene okudum, 2 sene de master yaparım abi ne olacak ki? diyerek gelen arkadaşlara lafım. Sen hiç gelme, çok yanlış gelmişsin :)

1) Yüksek lisans ve doktora, lisans programlarından daha farklı ve içi daha dolu olan önemli programlar. Akademisyen olmayı düşünmüyorsanız, veya ileride yapacağınız işlerde araştırma faaliyetleri olmayacak ise buradan uzak durmanızda fayda var. Çünkü, bu programların bir felsefesi ve öğrenciye katmak istediği bir kültür var. Araştırma. Araştırma; bilgiye ulaşma, bilgiyi anlama ve hayata geçirmenin ilk aşaması. Araştırmayı sevmeyen bir insanın kesinlikle yüksek lisanstan uzak durması, kendisi arkadaş çevresi ve ailesi açısından büyük önem taşımaktadır :)

2) Bir diğer konu da lisans çıkışından farklı bir dalda yüksek lisans yapmaktır. Bu benim yaptığım işte. Bilgisayar mühendisliği çıkışlı olarak Elektrik-Elektronik Mühendisliğinin Kontrol Kumanda alt dalında yüksek lisans yaptım. Bunun için öncelikle bilimsel hazırlık dersleri almak zorundasınız. Bu dersler elektrik elektronik mühendisliği derslerinin core tabir edilen olmazsa olmaz dersleridir. Takribi 2 dönem içerisinde 5-6 dersi alıp hazırlığı bitirsiniz. Bu size zor gelebilir, lisans öğrencileriyle derse giriyorsunuz normal olarak, adamların tek görevi ders çalışmak. Siz de o esnada benim gibi çalışıyorsanız, insanı zorlayabiliyor bu durum.

3) Devamında ilgili yüksek lisans derslerini de alıp bitirmenize başlıyorsunuz. Bunun başlaması ayrı bir dert, bitirmesi ayrı bir dert, sunması ayrı bir dert, evrak işlemleri ayrı bir dert :)

Tüm bunları neden anlattım? Aslında ben de bilmiyorum, dedim ya belki de artık önümde sunuma 20 küsür gün kaldığı içindir :)

Ha bir de yüksek lisans tezim boyunca yaptığımız çalışmaların adresini vermeyi de unutmadan vereyim.

http://www.youtube.com/user/borakar/videos

Sözün özü, yüksek lisans ve doktora programlarına başvurmadan önce 1 değil, 2 değil en az 5 kere düşünüp taşınıp kaşının :)

Görüşmek üzere ;)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Socket Kavramı

Aselsan ve MetuTech Gezisi

Nerde Kalmıştık !? :)