Bora AKAR

Evet, koca bir seneyi daha bitirdik, birlikte dönem de bitmek üzere tabi. Şunun şurasında kaldı 8 gün. Ondan sonra finaller ve bitirme sunumu falan, sonra da staj var, biraz da başka projeler. Gördüğünüz gibi tatil falan yok :/ Ama olsun bea, zevkli geçti yine de. Bari 2010'la ilgili 1-2 şey söyliyip bitireyim, daha gidip kod yazcam. - 2010, sen bittin olum, bittin sen :) - Aslında birçok ilki sende yaşadım 2010cum, bakma öyle bittin dediğime, güzel geçtin güzel, afferin :) - Senden sonra gelen yıl 2011(hadi canım). Bu sayının benim için anlamı farklı.(valla bak, beni iyi tanıyanlar bilir :)) Neyse... Hadi herkese iyi seneler :)

Vay anasını sayın seyirciler diyerek giricem ama fazla iddalı olur diye kasmadan başlıyorum. Herkese selamlar :) Bugün okulumuz mezunları toplantısı, söyleşisi, muhabbetı artık her ne derseniz o vardı. Eski öğrenci şimdinin mühendisleri, taze mühendis adaylarıyla biraraya geldi ve leziz bir söyleşi, sohbet havasında gerçekleştirildi. Öncelikle burdan sayın Selçuk Hoca'mıza teşekkür ediyorum. Zannedersem kendisinin katkıları olmadan bu güzel toplantı gerçekleştirilmeyecekti. Ayrıca Ahmet Hoca'nın da katılımıyla ortam daha da şenlendi. Toplantı 2 aşamada gerçekleşti. Mezun arkadaşlar önce kendi tecrübelerini anlattı, daha sonra soru cevap bölümüne geçildi. Orada zaten daha da bir kaynaşıldı, aile havası yakalandı, espriler patladı korkanlara su verildi :) Bu söyleşiden akılda kalanları şu şekilde maddeleyebilirim. - Tek başına bir mühendis, yok olmaya muhtaçtır :) Atalarımız boşuna birlikten kuvvet doğar dememiş. - Mühendis, mezun olsa da her daim öğrencidir, bunun bilincinde olm

Herkese merhabalar arkadaşlar :) Geçtiğimiz dönemde bir Microsoft staj macerasına atılmıştım, İstanbul - Eskişehir arası mekik dokumuştum. Sonucunu olumlu olarak almıştım, fakat gerçekleştirememiştim. Bir kaç arkadaşım gerek mail ile gerekse de sohbet arası sormuşlardı neden yapamadığımın sebebini, ayrıca başvuru için neler gerektiğini ve karşı tarafın beklentilerinin neler olduğunu. Aklımda kaldığı kadarıyla anlatayım efenim. - Öncelikle Microsoft gibi kurumsal şirketler, eleman alımlarını kariyer sitelerinde verdikleri ilanlar ile almaktalar. Yani, öncelikle bu ilan verilen kariyer sitelerinde hesap açmanız ve bir özgeçmiş oluşturmanız gerekli. Bu aşamadan sonra başvuruları gerçekleştirebilirsiniz. - Dediğim gibi büyük şirketlerin işe alım süreçleri gerçekten çok farklı. 2009 senesinde Microsoft yaz stajyerleri, grup halinde ya da bireysel olarak gerçekleştirdikleri bir projeyi, kurdukları bir blog üzerinden yayınlayacaklardı ve bu ön eleme olacaktı. Bu ön elemeyi geçen adaylar sunum

Herkese selamlar. Hiç kasmadan direk konuya giriyorum :) Diyelim ki elinizde bir sunum dosyası bulunmakta, ancak size bu dosyanın pdf hali lazım, fekat kader ağlarını öyle bir örmüş ki zamanınız yok hazırlamaya. Telaşa gerenk yok, PdfCreator burada. Ne yapıyor PdfCreator? Sizin sunu dosyanızı alıyor pdf dosyası haline getiriyor. Ultra bi olay değil mi, hele de vaktiniz darsa. Yalnız 2 şartla - hotmail veya gmail hesabınızın olması - dosyanızın 4 mb'ı geçmemesi. Kullanın, kullandırtın efenim. Biyrooon!! Cici kalın..

Herkese tekrardan merhabalar. Ne zamandır yazmadığımı biliyorum, o yüzden son 1 aydır yaptıklarımla ilgili biraz bilgi verme ihtiyacı hissettim. - Bitirme projesinde belli bir aşamaya geldik. Navigasyonu bitirdik sayılır. Görüntü işleme ve yönelme - tutma - bırakma işlemleri kaldı. Zor oluyor ama gidiyor gibi, inşallah sonunu getireceğiz :) - İlk vizeler geçti, gitti. Öyle yani... Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum :) - Artificial Intellegence projesi de bitirme teziyle orantılı olduğu için pek sorun yok şuan. Üstesinden geliriz nasılsa orada 4 kişiyiz( Bknz: Birlikten doğan kuvvetin getirdiği inanılmaz gaz) - Image ve Vhdl projelerine daha başlamadık, yetkililere buradan sesleniyorum :) - Hee bir de kurban bayramına gittim: aile, memleket, arkadaşlar, sohbetler, yeni insanlar, annemin yaptığı turşu, baklava falan... Güzeldi bea, erken bitti... Neyse, böyle geçti işte. Dün de AI labarotuvarına gidip çalışmalarımızı gerçekleştireceğimiz haritaya göre ortamı düzenledik, arada da temizl

Herkese merhabaaağ :) Daha önce yukarıda adını gördüğünüz programlardan bahsetmiştim. Bugün biraz da kendilerini tanıtmaya çalışacağım. Başlayalım o zaman… Mapper3 : Mapper’in, robotumuzun simüle edileceği haritayı oluşturduğumuz program olduğunu söylemiştim. Şimdi biraz bakalım mapper3’e. Görüldüğü üzere gayet basit kullanışı olan bir program. Yukarıdaki sekmelerden; robotun başlangıç noktası, gideceği hedef noktası, bitiş noktalarını tek bir tıkla çizmiş olduğumuz haritaya atayabiliyoruz. Harita çizimi de tahmin edeceğiniz üzere line’ları kullanarak gerçekleştirilmekte. Bir line oluşturuyoruz kafamızın estiği yere, o line’ı seçiyoruz ve başlangıç bitiş adresini veriyoruz, çizgimiz istediğimiz yere gidiyor. Çizgilerin de birleştirilmesiyle de harita oluşturuyoruz. Bu kadar basit. Oluşturduğumuz haritaların uzantısı ise .map. MobileSim : MobileSim, yazdığımız programı robota yüklemeden önce nasıl çalıştığını görmek için test ettiğimiz simülasyon programı. MobileSim’e, Mapper’da çizmiş

Herkese merhabalar. Daha önce Tcp/Ip'nin ne olduğundan bahsetmiştim, bugün de devamı niteliğinde bir konuya, network programlamaya giriş yapmaya çalışacağım. Bunun içinde socket kavramından bahsetmemiz gerekiyor. Konuyla ilgili araştırma yaparken örneklerin genelde birbiriyle aynı veya benzer olduğunu görünce, socket kavramının genel olarak stabil bir yanının olduğunu baştan söylemem gerekli bu arada. Neyse, ne demek istediğimi girince anlayağınız umuyorum :) Haydi başlayalım. Kabaca socket; iki farklı bilgisayara, bazı dosya tanımlayıcıları kullanarak birbiriyle bağlamaya yarar. Bu şekilde tanımladığımız zaman socket aslında, bir dosyaymış gibi düşünülebilir. Nasıl bir dosyadan veri okuyabiliyorsak, socket'ten de bunu yapabiliriz. İşin alt tarafına bakalım biraz ki, ne demek istediğim anlaşılsın. Sıradan bir programda dosya açmak istediğimiz zaman çekirdegin (kernel) sistem çagrilari kullanırız(Sistem çağrılarını Operating System Dersini alan arkadaşlar hatırlayacaktır.) Bu ça

Herkese tekrar merhabalar. Daha önceden Pioneer 3-Dx hakkında karaladıklarımla ilgili 1-2 yapıcı mail alınca devamını getirmeye karar verdim. Ben de konuya yeni olduğum için elimden geldiğince öğrendiklerimi burada paylaşmaya çalışacağım. Devam edilen yazıların bir seri gibi gitmesi itina göstermeye çalışacağım. Vakit kaybetmeden bugünkü konuya dönelim. Robot platformu için gerekli programlar neler, İstemci - Sunucu modeli nedir gibi sorulara cevap niteliğinde bir yazı olacak bu, haydi başlayalım... Sunucu - İstemci Modeli : Pioneer P3-DX, sunucu - istemci modeline göre çalışmakta. Bu modeldeki detaylı işlemlerin büyük bir çoğunluğu ise robot'un kendi microcontrollerinda gerçekleşmekte olduğu için, programcılara büyük bir kolaylık sağlamakta. Robot'un microcontroller'inda yüklü bulunan embedded(gömülü) işletim sistemi(Arcos, Aros, P20s gibi) bu işin yapılmasındaki kilit mekanizmadır. Kullanıcı programı bağımsız bi Pc'deki çalışmalı ve robotun üstündeki microcontroller i

Herkese tekrar selamlar :) Malumunuz havalar iyice soğudu Eskişehir'de, insanlar evlerine kapanmaya başladı yavaş yavaş... Ben de baktım; ee ödev yok, iş yok, hava soğuk dışarıya çıkmıyorum, dedim şu stajda yaptıklarıma şöyle bir göz gezdireyim... Birden Tcp - Ip konusu gözüme çarptı. Aslında gözüme çarpmasının sebebi, bu protokolü bitirme projemde ucundan da olsa kullanacak olmamdı[bkz: Soket Programlama ], ee madem stajda da görmüşüm, neden bloğumda da paylaşmayayım dedim. Hadi yavaştan başlayalım o zaman... Tcp - Ip(Transmission Control Protocol - Internet Protocol [Yani Aktarım Kontrol Protokolü]) kabaca; internette bilgisayarlar arası iletişimi sağlayan bir protokol grubudur. Bilgisayarlar arasında bilgi alış-verişi, Internet Protocol Paketleri aracılığıyla yapılır. Bunu şu şekilde düşünebiliriz. Elimizde Bir A bilgisayarı ve bir de B Bilgisayarı var. Bilgisayar A, Bilgisayar B'ye göndermek istediği veriyi, paketler halinde gönderiyor. Ip paketleri, birbirinden bağımsız o

Stajdı yazlıktı güneşti tatildi derken bir yazı daha devirip Eskişehir'in yolunu tuttuk, geldik yine soğuk memleketimize. Bu 5. senem, ama hala alışamadım şu güzel yerin soğuğuna.. Neyse, 4. sınıfa da geçtik artık, son sınıf olduk, bu senemiz biraz daha rahat geçer diye düşünürken, daha okulun ilk haftasından aldığım bütün derslerin kendisine ait bir projesinin olduğunu öğrenmemle ağzımdan "oovv shit" öbeğini istemeden de kaçırmış bulundum... Aslında, bir yanım çok güzel olum işte kafayı kaldırmayacaksın diyor da, öbür yanım inşallah patlamaz malum yerlerde diye fısıldıyor, fısıltıları dinlemiyorum bile... Hayırlısı diyip başlamakta fayda var :) Severek ve isteyerek aldığım bir derste(Introduction to Autonomous Mobile Robot) ve Bitirme projesinde(Otonom Robotik ve Sentez) kullanacağımız robotu kabaca tanıtmaya çalışacağım bugün. Kendisi araştırma robotlarından Pioneer 3 - DX . Ben kısaca P3 diyeceğim, ki kendisi şu alttaki şahıs oluyor. P3 görünüm itibariyle, 2 tekerlekli

Evet, ne zamandır birşeyler yazmadığı farkettim ve stajı da bitirdiğime göre 1 - 2 şey anlatmaya karar verdim. Öncelikle Telekom veya benzeri şirketlerde çalışmayı düşünen arkadaşlar için şunu belirtmek isterim. Bilişim ve Network Operasyon Bölümü için : Yapılan işler gerçekten "basit". Evet, sahiden de dediğim gibi. İşin tek zor tarafı, sürekli bir arıza takibinin olması ve telefon trafiği içerisinde kaybolmanız. Ama, onun dışında gerçekten öyle aşım şahım bir bilgiye ihtiyaç duymanıza gerek yok. Genel bir network bilgisi ve internet - Adsl alt yapılarıyla içli dışlı olan arkadaşların kolayca çalışma hayatına adapte olması içten bile değil. Ayrıca zaman zaman da şirket içi yönergeler doğrultusunda bazı eğitimlerin yapıldığını ve bu eğitime hiç ayırım yapmadan, mühendis tekniker herkesin katıldığını gördüm. Hatta eğitimlerin sonunda sınavlar bile yapılıyordu. Yani, işe başladığınızda hiçbir şey bilmiyor olsanız bile, bu sınavlarla kendinizi yetiştirmeniz ve ortama uyum sağlam

Stajdan sonra şöyle bir son 10 gün tatil yapıp kafamı dinleyeceğim. Ramazan'da geri dönücem tabi... Ne yapacağım bu 10 gün - Biriken ve ne zamandır okumak istediğim kitaplarımı(Roman/Bilişim/Teknoloji) okuyacağım. - Elimden geldiğince yüzeceğim, basketbol - football - volleyball oynayacağım. - Bahçe bakımı olayına girip sebze meyve toplayacağım :) - Doğa fotoğrafı muhabbetine sardım hafiften elimden geldiğince takılacağım :) Son tatil bu senenin. Umarım verimli geçer :)

Beklenen gerçekleşti. Starcraft release dün itibariyle başladı. Vatana millete hayırlı ola. En ucuz temin fiyatı: 39 Euro Bir şekilde alına oynana kendinden geçile!!! Adun Toridas !!!

Google'ın hizmetlerine şöyle bir bakayım neler var diye gezinirken buna rastladım. Güzel bir şeye benziyor aslında. Biraz araştıracağım gibi. Haberi buraya Copy - aktarıyorum Google'dan. "Google App Inventor isimli araç beta sürecine giriyor. Bu uygulama sayesinde hiç programlama bilmeden, Android üzerinde isteneni yapan uygulamalar geliştirmek mümkün ve inanılmaz bir esnekliğe sahip. Google‘ın kullanıcıların hizmetine sunduğu yeni araç, Android için uygulama geliştirmeyi gerçekten çocuk oyuncağı haline getiriyor. Örneğin; GPS bölge bilgisine erişebilen bir uygulama geliştirerek otoparkta arabanızı park ettiğiniz yeri kolayca bulabilirsiniz. Basitlik olarak neredeyse çocukların kullanabileceği kadar temiz ve görsel bir uygulama. Sürükle ve bırak ile Android cep telefonun yapabildiği her işlemi ardarda dizerek istenen işlemli gerçekleştiren bir uygulama oluşturabilirsiniz. Uygulamaya ulaşmak için önce aşağıdaki adresteki formu doldurup Google’a göndermeniz gerekiyor. Aşağı

Ne kadar zamandır başlamak istediğim bir konuydu ama doğru düzgün fırsat bulamadığımdan başına oturup kurcalayamıyordum. Mobil Programlama... Günümüzde hepimizin bildiği üzere tüm elektik/elektronik cihazlar giderek küçülmekte ve boyutlarına nazaran kapasite ve yapabiliteleri de artmakta. Her ne kadar kişisel bilgisayarların, mobil cihazlardan daha ucuz olmalarına rağmen, taşınabilirlikleri sayesinde tek bir mobil cihaz ile, hem iş yerinizde hem de evde ve ya başka bir yerde istediğiniz zamanda çalışabiliyor olmak, gerçekten büyük bir avantaj. Hatta bu nedenle artık çoğu firma çalışanlarına mobil cihazlar almayı tercih etmekteler. Bunu stajımın son günlerini yaşadığım Türk Telekom It 'de de gördüm, tüm mühendislerin elinde birer Blackberry Bold vardı ve hiç susmuyordu devamlı bir mail trafiği halindelerdi. Diz üstü makinaların ötesinde, daha hızlı açılıp kapanabilen, daha belli ve spesifik fonksiyonları yerine getiren ve pantolonumuzun(ve ya eteğin(varsa tabi :)) cebine sığabildiğ

Diablo 'nun daha ilk piyasaya çıktığı yılları hatırlıyorum. 98-99.. Yaş 11-12 civarı. Dışarıda top kovalamam gereken zamanlarda onun o puslu ve esrarengiz havasına kendimi kaptırmıştım. Başından kalkmadan oynadığım tek oyundur diyebilirim. Bir Milat 'tır ben ve benim gibi adamlar için Diablo... Derken sene oldu 2001. Diablo 2 çıktı ki Diablo'nun sonunda bu oyunun geleceği de kendini belli ediyordu. Oyunu aldığım hafta evden çıktığımı hatırlamıyorum :) Deliler gibi oynuyorduk arkadaşlarla. O dungeon senin bu dungeon benim Tristram - Hell arasın mekik dokuyoduk... Derken o da bitti ki, şimdi benim de deliler gibi beklediğim Diablo 3 çıkacak inşallah. İnşallah çünkü tam 10 senedir bekliyoruz :) Neyse işte bu 10 yıllık bekleme arasında insanlar ne yaptı? Ne yedi ne içti? Hangi arayışlara girdi? Evet, tabi ki diğer Action Rpg oyunlarına sardırmaya başladı. İşte böylece Diablo Clone 'ları ortaya çıktı. Oynanış açısından tamamen aynı ancak içi daha boş olan klon oyunlardı bunl

GittiGidiyor'u aktif olarak kullanmasam da, arada sırada alışveriş için tercih ettiğim bir kaç e-ticaret sitesinden biri. Yeni bir uygulama alt yapısı geliştirdiklerini fark ettim. Gittigidiyor Api... Sitenin yazılımcıları düşünerek yarattığı bir alt yapı. Buradan fazla kasmadan direkt aktarıyorum arkadaşlar :) " GittiGidiyor API nedir? GittiGidiyor API, dev.gittigidiyor.com adresi üzerinde hizmet veren web servisler yardımı ile kurumsal firmaların veya bireysel kullanıcıların, GittiGidiyor üzerinde yapabildikleri hemen hemen tüm işlemleri otomatik olarak veya toplu halde yapabilmelerini sağlayacak metodları içeren bir uygulamadır. GittiGidiyor API ne için kullanılır? GittiGidiyor API servislerini kullanarak uygulama yazan bir geliştirici, kurumsal servis metodları ile kendi GittiGidiyor hesabına erişebilir. Ayrıca geliştiriciler, çoklu kullanıcı servis metodlarını kullanarak oturum bilgisi belirtilmiş bir kullanıcının GittiGidiyor hesabına ürün listelemek, ürün bilgilerine ul

Merhabalar tekrardan. Geçenlerde evde oturuyorum. Benim emektar gözüme takıldı. Öyle melül melül suratıma bakıyo. 2000 'de(!) almıştım, tam 10 yaşında şuan. Kendisiyle çok güzel anlar yaşamıştık ama uzunca bir süredir içli dışlı değiliz... O an gözüm karardı ve dur şuna bi el atayım dedim. Eli verdik kol kaldı :) Upgrade ile kendine gelen yeni makinaya taktıklarım ise günümüz pcleri için çok komik teknolojide aletler ama benim emektar için bir harika :) Buyrun bakalım... - 4 adet Samsung 256 Mb 800Mhz Rd Ram (Rd ramler 2li olarak takılırlar) - 1 adet Pentium P4 2.4 Ghz 512 Cache 400 Mhz 478 işlemci - 1 adet Nvidia Geforce Fx5500 256 mb 128 bit veri yollu ekran kartı - 1 Adet Everest EPS-500A 500 Watt Güç Kaynağı Şu anda makinayla yapamadığım tek şey güncel oyunları oynayamamak :) Evet, evinizin bir köşesine bıraktığınız eski bilgisayarlarınıza küsmeyin dostlar, azcık ilgiyi esirgemeyin, bağrınıza basın :) " Upgrade is necessary " diyerek bitirelim bari :)

Evet, 2006'dan beri(gerçi İsrail'de 2000 yılından beri kullanılıyor :) bahsedilen ve bizlere yeni olan bir teknoloji Iptv. Telekom'da devam eden stajım içerisinde de 5-6 tanesinin kurulumunu yapmışlığım olduğundan birazcık bahsedeyim istedim bu olaydan. Klişe olacak ve her yerde de böyle bir örnek var ama en kolay da bu şekilde anlatılabilir diye bilinen örneği vererek girmeye çalışıcam :) Akşam işten eve döndük, yorgunuz ve yapmak istediğimiz tek şey kanepeye uzanıp televizyona kilitlenmek. Kumandanın tuşlarına bastık, bi baktık istediğimiz başlamamış eyvaa eyvah :) Kumandamız ile kanallar arasında dolaşmaya başladık ama karşımızda hep o bilindik birbirinin aynı programlar. Bunlardan en iyisini seçip izlemek zorunluluğu ortaya çıkıyo doğal olarak.(Tabi kalkıp bilgisayarın başına oturmadığınız var sayıyorum) İşte Iptv ile bu zorunluluk kalkıyor. Televizyonun kumandasını aldık, düğmeye bastık karşınıma bir menü çıktı. Menü'den haberleri seçtik. Fakat haber saatine daha v